PRP (Platelets Rich Plasma)-Kalıcı Doğal Gençleştirme
Zamanın yıpratıcı etkilerinden bireylerin az veya çok nasiplerini almaları adeta kaçınılmazdır. Bu alanda ölçüm yapabilmek için, saatleri ve takvimleri icat etmişiz, Ancak acımasızca ölçen bir başka birim daha vardır, Bu birim kuşkusuz yüzdeki kırışıklıklardır, O kırışıklıklar ki, belli bir yaştan sonra her sabah aynaya baktığımızda, geçen zamanı bize fısıldarlar.
Yerçekiminin yıllar boyunca yaptığı bu acımasız etki, aynı zamanda olgunluk çağının bir göstergesi olarak birçok kişiye müthiş yakışabilir. Hatta onun karakteri ile bütünleşerek karizmaya dönüşebilir. Ancak ne yazık ki her insan hayata bu iyimser pencereden bakamaz. Kendi kişiliği ile uyum içinde yaşama ahengini yitirme noktasına geldiğinde, sorunlar baş göstermeye başlar. Kişi artık kendini daha fazla dinlediğini ve gözlemlediğini fark eder. Artık ufak sorunlar abartılmaya ve beraberinde basit ve pratik çözüm yollan aranmaya başlanır.
Nazım Hikmet, “sen mutsuzluğun resmini yapabilir misin Abidin” demiş olsaydı, sanırım Abidin Dino bunu kolaylıkla başarabilirdi. Mutsuzluğun resmini yapmak kolay mı zor mu bilemem ama mutsuzluğun özellikle yüzdeki izlerini silmek veya en azından hafifletmek günümüzde mümkün hale gelmiş durumda. Bu alanda şimdiye kadar birçok ameliyatlı ve ameliyatsız yöntem icat edilmiş, denenmiş uygulanmış ve hala da uygulanmaya da devam edilmekte.
Son zamanlarda, dünyada, tıp alanında en fazla ilgi duyulan konuların başında kök hücre uygulamaları gelmektedir. Kök hücreler, çeşitli hücre modellerine dönüşme potansiyeli olan en küçük yaşam birimleri olarak tanımlanmaktadırlar. Şimdiye kadar bilinen ve en sık yapılan kök hücre uygulaması, kemik iliği transplantasyonudur.
Kök hücre uygulamaları tıbbın tüm alanlarında hızla gelişme göstermektedir. Günümüzde, bu tür çalışmaların yürütülmesini, Doku Mühendisliği uğraş alanı olarak üstlenmiştir.
Öncelikle sorulması gereken soru, PRP(Platelet Rich Plasma) bir kök hücre uygulaması mıdır? Bu soruya evet demek için zamanın henüz erken olduğu düşüncesindeyim. PRP içindeki kan hücrelerinin tam olarak bir kök hücre işlevi gördüğünü söylemek iddialı bir yaklaşım olur. O zaman PRP nedir?
PRP; özel bir teknikle, kişinin kendi kanından hazırlanıp konsantre edilen onarıcı ve gençleştirici hücrelerin (plateletler), yine aynı kişinin ihtiyacı olan bölgelerine çeşitli teknikler kullanılarak uygulanmasıdır. Kişinin kendi kanından hazırlanıp, tekrar aynı kişiye çok özel steril şartlarda uygulandığı için, kontamine olma ve başkasından HIV veya Hepatit C gibi hastalıkların bulaşma riski bulunmamaktadır.
Bu uygulama için kişiden yaklaşık 2 tüp kan alınır. Özel bir cihaza yerleştirilip “plateletler” ayrıştırılır. Böylece “platelet yönünden zengin plazma” yani PRP elde edilmiş olur. Plateletler; herhangi bir yaralanma veya doku hasan olduğu zaman hemen orada toplanan ve iyileşme sürecini başlatmak üzere büyüme faktörleri başta olmak üzere birtakım onarıcı ajanlar salgılayan hücrelerdir. Bu nedenle bir yaranın iyileşmesi sürecinde plateletlerin rolü çok önemlidir. Cildimizin yaşlanması da aslında doku yaralanması ile benzerlik göstermektedir. Sonuç olarak PRP uygulamaları, günümüzde cilt yaşlanmasını tedavi eden en etkili yöntemlerden biri haline gelmiştir.
Estetik açıdan en önemli PRP uygulama alanlarını; yüz, boyun, dekolte bölgesi, el sırtı ve saçlı deri olarak özetleyebiliriz.
Genellikle amaca yönelik 2 farklı PRP Uygulama Kiti bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, sadece yüz gençleştirme amacıyla kullanılan “Cellular Mask” formasyonudur. Bu uygulama “Derma-Roller” adı verilen cihazla deri üzerine “mezolift” tarzında uygulanır. Hiperpigmentasyon bölgelerine ve gözaltı morluklarına uygulandığında, olumlu sonuçlar almak mümkündür. Saçlı bölgeye yapılan uygulamalarda da benzer yaklaşım söz konusudur. Ancak “Derma-Roller” yerine “NAPAJ” yöntemi tercih edilmektedir. PRP erkeklerde ve bayanlarda saç dökülmesini durduran hatta uzun vadede saç restorasyonunu sağlayan son gelişmelerden biri olarak lanse edilmektedir. Bu uygulamalar, 15 gün aralarla en az 4 seans şeklinde önerilmektedir. Dolgu Kiti olarak da adlandırabileceğimiz diğer Uygulama Kiti ile ise, aynı zamanda Volümetrik Tedavi’de gerçekleştirilebilmektedir. Bu yöntemde; hem yüz gençleştirme yapılabilmekte hem de gerekli bölgelere aynı PRP’den hazırlanan dolgu materyali uygulanabilmektedir. Bu işlemin uygulama sıklığı ise, 15 gün aralarla 3 seans şeklinde olmaktadır.
Ağrılı bir işlem değildir. Kolaylıkla tolere edilebilir. Yine de ağrı eşiği düşük olan bireyler için özel önlemler eşliğinde uygulanması mümkündür. Bu gibi durumlarda en sık başvurulan yöntem, işlemden 10-15 dakika önce bölgeye EMLA veya benzeri anestetik kremlerin uygulanmasıdır.
PRP uygulamalarının bahsedeceğimiz en son ve en önemli avantajı ise; diğer non-invaziv yüz gençleştirme yöntemleri ile karşılaştırıldığında, etkisinin zaman içerinde artması ve kalıcı olmasıdır.