PRP-Botox-Dolgu
PRP Nedir?
PRP yani Platelet Rich Plazma (Platelet/Trombosit Yönünden Zenginleştirilmiş Plazma) yöntemi ilk olarak 15 yıl önce stomatolojistlerin (Diş cerrahları) yaşlılara yerleştirdikleri titanyum implantların diş etleri zayıfladığı için kısa sürede düşmesini önlemeye yönelik bir çözüm aramaları sonrası geliştirildi. Öyle bir madde üretilmeliydi ki bu madde diş etine yerleştirildiğinde yumuşak olan bölge güçlenmeli ve implantı tutabilmeliydi. Bu güçlendirici maddenin vücut tarafından kabul edilmesi ve zaman içinde vücuttan atılmaması da gerekiyordu. Kanı santrifüje ettikten sonra pıhtılaştırdılar ve sert bir jel haline dönüşmesini sağladılar. Santrifüje edilmiş kanın ilk kullanımı uzun yıllar önce Japonya’da, sonraları İspanya ve Amerika’da başladı.
PRP medikal bir uygulamadır. Sadece doktorlar tarafından yapılmalıdır. Doktor hastasını muayene ettikten sonra içinde özel bir jel bulunan küçük tüplerin içine az miktarda kan alır ve santrifüj işlemi uygular. Bu işlemin sonunda tüplerdeki kan bileşenlerine ayrılır: yani her mililitresinde yaklaşık 200.000 trombosit bulunan bu kanın kırmızı hücrelerden oluşan kısmı ayrılır, böylece mililitrede 1,5 milyona kadar trombosit yoğunluğuna sahip olan bir jel elde edilir. İşte buna PRP adı verilir. Trombositlerin kanın pıhtılaşması ile ilgili işlevleri var, fakat aynı zamanda bir doku hasarının iyileşmesini sağlayıcı özellikteki büyüme faktörlerini de salgılıyorlar. Dolayısıyla santrifüj işlemi uygulanan kandan elde edilen PRP, yani trombositi bol olan kısım ya mezoterapi yöntemiyle ya da maske haline getirilerek yüz, boyun, saç, vs istenen bölgeye uygulanıyor. Böylece dokulardaki hasarın ya da yaşlanmanın etkilerini geriye çevirecek doğal büyüme faktörleri istenen bölgeye verilmiş oluyor.
Aslında önerilen yöntemle elde edilen iki farklı kan ürünü var; biri PRP diğeri de trombin serum. Bunlar iki farklı tüple elde ediliyor. PRP tüpünde kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde bulunuyor. Diğer tüpte ise aksine kanın pıhtılaşmasını sağlayarak bu trombositlerin dolgu maddesi gibi kullanılmasını sağlayan trombin var. Bu ikisi bir arada kullanıldığında deride yenileyici etki daha güçlü biçimde ortaya çıkıyor.
Yani kendi kanınızdan dolgu maddesi yapılıyor ve, yüzdeki temel kıvrımlara ve ince çizgilere uygulanıyor.
Hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri 6-8 ay kadar dayanır. Dolgulu PRP hem kendi kanınızdan üretilir hem de doldurulan bölgedeki deri yaşlanmasına karşı geri sayım başlatan biyolojik bir süreci tetikler! Yani sadece doldurmaz aynı zamanda savunması zayıflamış, zamanın veya çevrenin yıpratıcı etkilerine karşı savaşmada yenik düşmüş bölgeye destek göndermiş olur.
PRP bir tür kök hücre tedavisi midir ?
PRP bir kök hücre tedavisi değildir. Ancak dolaylı yoldan kök hücreler üzerinde çalışır. Trombositlerin içindeki büyüme faktörleri deri hücrelerine fibroblast üretme mesajını ileten birer uyarandır. Fibroblastlar da kolajen ve elastin üretmek için anahtar niteliğindeki yapılardır. Dolayısıyla Regenkit PRP bütün bu süreci başlatan trombosit sayısını çoğaltarak dolaylı olarak kök hücreler ile çalışır, çünkü dolgu uygulaması sonrasında deride oluşan fibrin ağları ortamdaki kök hücreleri de kendi yapısında toplar. Ayrıca son yıllarda plastik cerrahlar yağ enjeksiyonu ameliyatları sırasında hastadan alınan kanla elde edilen PRP’ yı hastadan alınan yağ içine karıştırarak yağ enjeksiyonu uygulamasına başlamışlardır. Bu verilen yağın tutma olasılığını arttırmaktadır. Yine karın germe, yüz germe, meme dikleştirme ve küçültme gibi ameliyatlarda operasyon alanına ve insizyon hattına PRP uygulaması yapılması kanama, kötü yara iyileşmesi vb problemleri azaltmaktadır.
PRP’nin herhangi bir yan etkisi ya da enfeksiyon riski var mı ?
Şayet doğru kit kullanılırsa (Regenkit) hiçbir riski ve yan etkisi yoktur. Çünkü Regenkit her seans için tek kullanımlık enjeksiyon ve tüp içeren bir kittir. Son derece güvenlidir. Yan etkisi de olamaz çünkü sizden alınan size, sadece size fazlasıyla geri verilmektedir.
PRP’nin gözle görülen sonuçları nelerdir ?
Cilt daha parlak ve canlı görünür. Özellikle yüz bölgesinde karşılaştığımız güneş ve yaşlılık lekeleri yumuşar, göz altı bölgesi torbalanmalar ve mor renk değişikliklerinde düzelme olur. İnce çizgiler yumuşar. İnsanlar “Çok genç görünüyorsun. Estetik ameliyat mı yaptırdın?” diye sorabilirler. Oysaki son derece doğal bir yöntem olan PRP sadece zaten sizde olanı size daha güçlü bir şekilde geri verir. Bu da cildinizin savunma mekanizmasıdır. Bir güzel tarafı da PRP’nin etkileri uygulama yapılan bölgenin çevresinde de görülür. Yüze yaptırdığınızda saçlarınız da canlanır örneğin.
PRP uygulamalarında nasıl bir protokol izleniyor? Sonuç almak için kaç seans yaptırmak gerekir ?
Mezoterapi ile uygulanan uygulamalı PRP 15’er günlük aralarla 3-4 seans yapılır. 8-10 ay sonra 3-4 seanslık bir kür daha yapılır. Dolgu ve mezoterapinin bir arada uygulandığı bir başka protokol de var, burada da PRP 21-28 gün arayla 3 seans uygulanır. Altı ay sonra doktor hastasını kontrol eder. Şayet hasta menopoz dönemindeyse ya da sigara, alkol gibi kötü alışkanlıkları varsa doktor 1 kür daha yapmaya gerek duyabilir. Kişi kendine iyi bakıyorsa, sağlığına dikkat ediyor, cildini UV ışınlarından koruyor ise 2.kür için 1 hatta duruma göre 2 yıl beklenir.
Aslına bakarsanız sadece PRP değil genel olarak neşterli ve neştersiz estetik uygulamalarına Kore ve Çin’de büyük ilgi var. Çünkü bu ülkelerdeki kadınlarda genç görünme ve genç kalma konusu takıntı haline gelmiş durumda. Japonya, Kore ve Filipin’de de kadınlar bu tür uygulamalara çok ilgi gösteriyorlar.
Botox Nedir ?
Botox botilinum toksini özellikle konservelerde üreyen ve besin zehirlenmesine neden olan Clostridium botilinum adlı bir bakterinin ürettiği toksindir. Botox sinirlerden kaslara giden iletiyi geçici olarak durdurarak etki göstermektedir. Böylece enjekte edildiği bölgedeki kasların hareketleri engellenerek bu kasların hareketleri sonucu oluşan kırışıklıkları ortadan kaldırır.
Botox 1990′lı yılların başından itibaren yüzdeki kırışıklıkların giderilmesi amacıyla dünyada yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Özellikle alındaki çizgiler ve göz kenarındaki kaz ayağı tabir edilen çizgilerin giderilmesinde çok başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Bu bölgelerdeki kırışıklık çizgilerinin yüz gençleştirme ameliyatlarıyla düzeltilmesinin çok güç olması botox’un estetik cerrahideki önemini daha da arttırmaktadır. Yüz germe ameliyatı yapılan pek çok kişiye daha iyi bir sonuç elde etmek için beraberinde botox uygulaması da gerekmektedir. Botox’un kaş kenarlarını yukarı kaldıran bir etki yapması ve kaş düşüklüğü olan kişilerde bu problemin düzeltilmesini de sağlaması bir diğer avantajıdır.
Botox’un kırışıklıkları düzeltmek amacıyla uygulanması, yüzdeki belli noktalara çok ince uçlu bir iğne ile enjeksiyon yapılması şeklindedir. İşlem yaklaşık 5 dakika sürer ve sadece ince bir iğnenin batmaları şeklinde hissedilen çok kolay tolere edilen bir işlemdir. Uygulamanın etkileri 2 ila 3 gün sonra ortaya çıkar ve 4 ila 6 ay boyunca devam eder. İlk uygulamada 4 ay kadar kalıcı olan botox etkileri bir kaç uygulamadan sonra 8 aya kadar uzayabilmektedir. Uygulama sırasında önemli bir şişlik ve kızarma oluşmaz ve kişi hemen günlük aktivitelerine dönebilir.
Botox enjeksiyonları yüzün üst bölgesinde özellikle alın çizgilerinin, kaş çatma çizgilerinin, ve göz kenarındaki çizgilerin (kaz ayağı) düzeltilmesinde çok etkili olmaktadır. Ayrıca yüzün üst bölgelerine uygulandığında kaşları kaldıran bir etki de oluşmaktadır. Yüzün alt bölgesinde ise dudak üzerindeki çizgilere ve boyundaki dikine bantlara uygulanabilmektedir. Ancak bu bölgelerde yüzün üst bölümlerindeki kadar etkili sonuçlar oluşmadığından uygulaması daha kısıtlı kalmaktadır. Botox aşırı terleme tedavisi içinde kullanılmaktadır. Uygulanan hastalarda baş ağrısı ve migrene de iyi geldiği tesadüf olarak tespit edilmiştir.
Botox uygulaması kalıcılığı çok uzun olmayan ve kalıcılığı için tekrar edilmesi gereken bir yöntem olmakla birlikte ameliyatsız, kolay ve ucuz bir tedavi olması nedeniyle günümüz estetik cerrahisinde çok tercih edilmekte ve uygulanmaktadır. Botox dünyada milyonlarca kişiye uygulanmış ve hiçbir ciddi komplikasyonla karşılaşılmamıştır. Yanlış uygulamalarda oluşabilecek komplikasyonlarda birkaç ay içinde geri döneceğinden pek önemli kabul edilmeyebilir. Ancak deneyimli bir hekim tarafından uygulanması hem bu komplikasyonların oluşmaması hem de daha etkin sonuçlar alınması bakımından önemlidir.
DOLGULAR
Yüzündeki kırışıklıklar ve çizgilenmelerden, yanak, dudak, elmacık kemiği, çene ucu ve hatta şakak bölgesi gibi kısımlarda hacim kayıplarından hoşnut olmayan ancak çeşitli sebeplerden dolayı cerrahi prosedürlere sıcak bakmayan kişiler için, dolgu maddelerinin kullanımı, çok önemli bir alternatif oluşturmakta. Cerrahi prosedürler kadar uzun süreli işlem gerektirmemesi, operasyon sonrası toparlanma dönemine ihtiyaç duyulmaması, bu işlemlerin ofis şartlarında yapılabilmesi, dolgu enjeksiyonu uygulamalarının en önemli avantajları arasındadır. Etkilerinin cerrahi uygulamalara göre geçici olması bir dezavantaj olarak görülse de, avantajları dikkate alındığında ve uygun kimselerde oldukça etkin sonuçlar elde etmek mümkündür.
Yüz dolgusu için hangi materyaller kullanılmaktadır?
Farklı enjeksiyon materyalleri bulunmakla birlikte günümüzde tüm dünyada en sık kullanılan dolgu maddesi Hyaluronik asittir. Hyaluronik asit normalde insan vücudunda bulunan bir moleküldür, bu nedenle vücudun bu enjeksiyona alerjik bir yanıtla cevap vermesi son derece nadirdir, neredeyse hiç görülmez. Ürün oldukça yüksek teknolojik ortamlarda ve sentetik olarak üretildiği için herhangi bir bulaşıcı hastalık riski bulunmamaktadır.
Hyaluronik asit dışında günümüzde kalsiyum hidroksiapatit içeren dolayısıyla kalıcılığı 1 yıldan daha uzun süre devam eden enjeksiyon materyalleride kullanılmaktadır.
Yapılan yüz dolgusu ne kadar süreyle vücutta kalır?
Hyaluronik asit içeren preparatların uygulama bölgelerine göre farklı molekül büyüklüklerinde üretilmiş formları bulunmaktadır. Molekül büyüklüğü ve uygulama bölgesinin özelliklerine göre yapılan enjeksiyonun kalıcılığı 6ay ile 1,5 yıl arasında değişir. Örneğin dudak bölgesi uygulamalarında genellikle 6-10 ay arası bir süre içerisinde dolgu erirken, elmacık bölgesi uygulamalrında 18-24 aya varan sürelerde erimenin tamamlandığını görmekteyiz.
Yüz dolgusu uygulaması ne kadar sürmektedir?
Yüz dolgusu – hyaluronik asit – muayenehane koşullarında yapılır ve uygulama bölgesinin çokluğuna göre 10dk. ile 20dk. arası bir uygulama süresi bulunmaktadır. İşlemden sonra çıkıp normal hayatınıza dönersiniz. Uygulama alanında 1-2 saat sürecek hafif bir kızarıklık oluşabilir, ilk gün için birkaç kez dolgu enjekte edilen alana masaj yapmanız gerekir, bunun dışında dikkat etmeniz gereken hiçbirşey yoktur. Dolgu enjeksiyonları son derece konforlu uygulamalardır.
Yüz dolgusu – hyaluronik asit – enjeksiyonu ağrılı mıdır ve uyuşturucu yapılıyor mu?
Kişilerin ağrı eşikleri ve ağrıya toleransları farklı olduğundan, yüz dolgusu – hyaluronik asit – enjeksiyonlarına hastalarımız farklı tepki göstermektedirler. Ancak biz uygulamalarımızda, çok küçük miktarlarda anestezik ajanlar ile sinir blokları yaparak, anestezik pomadlar kullanarak ve buz uygulamaları ile hastalarımızın konforunu en üst düzeyde tutmaktayız. Kullandığımız yüz dolgusu – Juvederm – içerisinde lokal anestezik bir ajanın bulunmasıda işlemin ağrısız tamamlanması için bizlere önemli bir avantaj sunmaktadır.
Yüz dolgusu /hyaluronik asit/ ile birlikte diğer estetik uygulamalar yapılabilir mi?
Bu sorunun cevabı kesinlikle evet olmalıdır. Hatta iyi bir estetik sonuç yakalamak için bu uygulamalar ihtiyaca göre birlikte kullanılmalıdır. Şöyleki kaş arası çizgiden rahatsız bir kişiye sadece dolgu ile başarılı bir sonuç eld etmeniz mümkün değildir, önce botoksla kası durdurmanız, ardından oluşan çizgi altına dolgu enjekte etmeniz ve hatta gerekirse bir PRP yada Fraksiyonel lazer uygulaması ile üzerine cila yapmanız sizi en etkin sonuca götürecektir. Yani yüzün ihtiyacına göre bütüncül kombine uygulamalar her zaman çok daha başarılı sonuçlar verir.
Yüz dolgusu – hyaluronik asit ile neler yapılabilir?
-Yüzün hacimlendirilmesi ve yapılandırılması
-Yüz sarkmalarının giderilmesi
-Göz altı oluğunun düzeltilmesi
-Göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesi
-Alın kırışıklıklarının doldurulması
-Dudak çevresi kırışıklıkları, çizgilenmelerin giderilmesi
-Dudak dolgunlaştırılması ve dudak kontur uygulaması
-Yanak dolgunlaştırılması
-Çene konturunun düzeltilmesi
-Elmacık kemiği bölgesinin dolgunlaştırılması
-Sivilçe ve yara izlerine bağlı çöküntülerin giderilmesi
-Burun ucu ve burun sırtı dolgusu (ameliyatsız burun estetiği makalemize bakabilirsiniz)
-Çene ucu büyütme