19
Ara

Kellik artık kader değil Peruk’tan, Saç Ekimine

Yıllar önce, özellikle babalarımızın kuşağındaki dönemde Almanya, halkımızın bir kesimi için umut kapısı olmuştu. Daha ziyade Anadolu’muzun taşra kesiminde yaşayan dar gelirli vatandaşlarımız, ekmek parası uğruna, Almanya’ya gitmek için sıraya girmişler ve uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. O dönemde istekli olanların büyük bir kısmı, hemen işlemlerini yaptırmış ve bir an önce kapağı Almanya’ya atmıştı.

O günlerden hatırladığım, Almanya’dan dönen ve “Alamanyalı” diye nitelendirilen vatandaşlarımızı simgeleyen üç imaj vardı. Bunlardan birincisi, köyünde belki de eşeği bile olmayan Memet Ağanın bile altında bir “Mersedes otomobil”, İkincisi başında kaz tüylü bir fötr şapka ve üçüncüsü de elinde sonuna kadar açık yayın yapan transistörlü bir radyo. Bu durumu, Türk insanının yüksek adaptasyon kaabiliyetinin bir göstergesi olarak değerlendirmek yerinde olur diye düşünüyorum.

Yine o günlerden aklımda kalan ve bizi şaşırtan bir başka saptama da, zaman geçtikçe doğal olarak yaşlanan bu vatandaşlarımızın, her ne hikmetse saçlarının dökülmediğini farketmemiz olmuştu. Kişiler yaşlanıyor, yüzü kırışıyor, hatta zar zor yürüyor, ancak saçları genç bir delikanlı gibi gür ve dik duruyordu. Önceleri bu durumun hikmetini, Almanya’nın havasına ve suyuna bağlamıştık. Ancak zaman geçince ve dedikodu çarkları çalışmaya başlayınca, bu sihirli durumun, Almanya’nın havasından ziyade, Almanya’daki “Peruk” sanayisinin bir mucizesi olduğunu anladık.

Daha sonraki yıllarda ülkemizde de bu alanda gelişmeler yaşandı. Yerli peruk sanayimiz zaman içerisinde belli aşamalar kaydetti.

Hatta ölümsüz ses sanatçımız Zeki Müren, yıllarca bu alandaki yeteneğimizi dünyaya sergilememize vesile oldu. Diğer sanatçılarımız arasında da, bu yolu takip edenler olmuştur.

O dönemde saç ektirmekten bahsetmek, ütopik ve gerçekleştirilmesi imkansız espiritüel bir hedef olarak algılanırdı. Saçının dökülmeye başladığını farkeden erkekler, en kısa zamanda kafasına saç ektireceklerini söylerler ancak bunun gerçekleşme ihtimaline kendileri bile inanmazlardı.

Perukla ilgili, 1980’lerde, Hollywood’da çaresizlik nedeniyle yaşanan bir gelişmeden bahsetmeden geçemeyeceğim. Hollywood’da sinema filmleri çekilirken, özellikle aşırı rüzgarlı havalarda, pe- ruklu aktörlerin sorun yaşamaları, Hollandalı makyöz Reinhart Von Rooy’un dikkatini çekmiş, çözüm olarak da, insan saçından yapılan, ancak günlük yaşamda sorun yaratmayan yapışkanlı “saç protezini” geliştirmesine neden olmuş. Öyle ki saçlı deriye özel bir yapıştırıcı ile tutturulan bu “modernize edilmiş” peruklar sayesinde saçın; yıkanması, taranması, fön çekilmesi ile kişinin havuza, denize girmesi ve spor yapabilmesi mümkün hale gelmiş. Bu gelişmenin nimetlerinden faydalanan sanatçılar arasında; John Wayne, Frank Sinatra, Burt Reynolds, Tom Jones, Sean Connery, Elton John, Michael Jackson, Al Pacino, Sylvester Stallone, John Travolta, Edvvard Norton, Ben Affleck, Nicholas Cage ve Enrique Jglesias’ı sayabiliriz. Günümüzde bu imkandan, özellikle kemoterapi tedavisi gören ve saç dökülmesi kaçınılmaz olan kanser hastalarının tedavi döneminde, saçsızlık sorunu yaşamamaları için yararlanıyoruz.

Gelelim saç ekimi tarihine. Aslında, saç naklinin tıp literatürüne girme tarihi 1822 yıllarına kadar uzanıyor. Ancak kronolojik gelişmeye baktığımızda; bu |alanda ilk bilimsel çalışmanın, 1939 yılında bir Japon dermatolog olan Dr. 0kuda tarafından yapıldığını görüyoruz. Bugün saç ekiminde sıklıkla uygulanan, FUT (Follicular Unit Transplantasyon) ve FUE (Follicular Unit Extraction) saç ekim tekniklerinin gelişmesinin mazisi ise daha çok yeni sayılır. FUT tekniği 1995, FUE tekniği ise, 2002 tarihinde tanımlanmış ve uygulanmaya başlanmıştır.

Saç ekim işlemi tüm dünyada küçük cerrahi işlem olarak değerlendirilmektedir. Saç ekimi için üç temel aşamadan söz edebiliriz. Birinci aşama saç köklerinin verici alandan alınma aşamasıdır. FUT ile FUE yönteminin farklı olduğu en önemli aşama, bu aşamadır. FUT tekniğinde saç kökleri ense bölgesinden şerit şeklinde bir saçlı deri adası alınarak gerçekleştirilmektedir. Bu yüzden başın arka bölümünde, yere paralel çizgi şeklinde bir yara izinin oluşması kaçınılmazdır. Hâlbuki FUE yönteminde saç kökleri teker teker üniteler halinde ense bölgesinden veya vücudun diğer bölgelerinden alındığı için, iz kalması söz konusu değildir. İkinci aşama, alınan saç köklerinin yerleştirileceği alanda minik deliklerin açılması aşamasıdır, üçüncü aşama ise, hazırlanan saç köklerinin, açılan minik deliklere teker teker yerleştirilme aşamasıdır. İkinci ve üçüncü aşama, her iki teknikte de aynıdır.

Her iki teknikte de ekim sonrası dönemde 2-6 hafta içinde saç kılları dökülür. Ancak saç kökleri cilt altında kalır. İşlemden yaklaşık 10 hafta kadar sonra mevcut köklerden yeni saç kılları uzamaya başlar ve bunlar deri üzerinde görülecek hale gelir. İdeal sonuca ulaşmak için en az 8 – 12 ay beklenmesi gerekir.

Foliküler Ünite Transplantasyonu (FUT) tekniğinde; başın arka tarafındaki alandan yaklaşık 1.5×20 cm boyutlarında şerit şeklinde saçlı deri (lokal anestezi altında) çıkarılır. Alınan şerit şeklindeki saçlı deri, daha küçük saç follikülerine ayrılır. Ayrıştırılan saç follikülleri saçsız alana ekilir. Bu yöntemde başın arka bölümündeki donör alanda doğrusal bir iz kalacaktır. Total saç traşı yapılmasının zorunlu olmaması bu tekniğin en önemli avantajlarından birisidir.

Foliküler Ünite Ekstraksiyon (FUE) tekniğinde; saç kökleri tek tek lokal anestezi altında çıkarılır. Her bir saç kökü daha sonra bir mikro bıçak kullanılarak saçsız alandaki kafa derisi içine ekilir. Bu yöntemle daha doğal bir görüntü oluşur. İz bırakmayan bir tekniktir. FUE tekniğinde iyileşme çok hızlı olmakta ve ağrı minimal seviyede gerçekleşmektedir. Bu teknikte, total saç tıraşı yapılması zorunludur.

Saç ekiminde operasyon öncesi görüşme çok önemlidir. Görüşme sırasında, hastanın şikâyetleri ve operasyon sonrası beklentileri değerlendirilir. Hekim saçsız alanın analizini yapar. Başın değişik açılardan fotoğrafları çekilir. Aspirin kullanılıyorsa ameliyattan bir hafta önce kesilir. Sigaranın ameliyat öncesi ve sonrası bir süre kullanılmaması önerilir. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Gerekirse beraberinde sedasyon anestezisi de uygulanabilir. Operasyon süresi saç ekimi yapılacak alana bağlı olarak değişir.

Saç ekimi her yaşta ve her cinsteki hastaya uygulanabilir. Ancak günümüzde, genellikle 30 yaşın üzerindeki erkek popülasyonu, bu uygulamadan sıklıkla yararlanmaktadır. Son zamanlarda saç dışında da kıl nakli uygulamaları yapılmaktadır. Bu yaklaşım içinde; kaş, kirpik, bıyık ve sakal ekimleri de giderek yaygın hale gelmektedir.

Ayrıca saç ekimini güçlendiren, ilave destek tedavileri de güncel hale gelmiştir. Bunlar arasında; saç fototerapisini ve PRP (Platelet Rich Plasma) ile kombine edilmiş saç ekimi uygulamalarını sayabiliriz.

Saç nakli, bu konuda eğitim almış ve tecrübesi olan bir doktor ve ekibi tarafından gerçekleştirildiği takdirde güvenli bir girişimdir. Doğal bir görünümün sağlanabilmesi için, nakledilen saç greftlerinin açısına ve yönüne göre iyi bir planlamanın yapılması gerekmektedir. Saç ekimi, uzman doktorlar tarafından hijyenik koşullarda gerçekleştirilmeli, yararları ve zararları en ince detaylarına kadar planlanmalı ve hasta ile paylaşılmalıdır.