19
Ara

Estetik cerrahide konsept değişiyor mu?

Estetik cerrahinin olmazsa olmaz şartı, ameliyat yapmaktır. Vücudun her bölgesinde, estetik ameliyatlar yapmak mümkündür. Estetik cerrahların hünerlerini sergiledikleri bölgelerin başında yüz ve boyun bölgesi gelmektedir, Bu bölgede yapılan estetik ameliyatlar sayesinde; torbalanmış göz kapaklarının, sorunlu burunların, sarkmış yüz ve boyun cildi ile kepçe kulakların görüntüsünü değiştirmek ve çarpıcı iyi sonuçlar elde ek mümkündür.

Yüz bölgesinin en sık yapılan estetik ameliyatlarını; rinoplasti (burun estetik ameliyatı), blefaroplasti (göz kapağı estetik ameliyatı), face lifting (yüz germe ameliyatı) ve prominent ear (kepçe kulak ameliyatı) şeklinde özetleyebiliriz. Bu tip yaklaşımlara ihtiyacı olan bireylere bu ameliyatları, düşünmeden hemen uyguluyoruz. Genellikle üst düzeyde başarı ile gerçekleştirilen bu ameliyatlarda bazen harika sonuçlara ulaşmak da mümkün olabiliyor. Ancak son yıllarda tıp alanında meydana gelen teknolojik gelişmeler, estetik yaklaşımın sadece ameliyatlarla sınırlı olmadığını ortaya koymuş durumdadır. Günümüzde, estetik ameliyatların yanısıra, ameliyatsız estetik yöntemlerin güzellik anlayışındaki yeri de tartışılmaz hale gelmiştir. Yüz bölgesine uygulanan ameliyat dışındaki este- yöntemleri; Botox, Dolgu, PRP (Platelet Rich Plasma), Derma-roller, Lazer ve Radyofrekens şeklinde özetleyebiliriz.

Günümüzde “estetik cerrahi konsepti değişiyor mu” diye bir soru akla gelebilir. Aslında konsept değişmiyor, ancak kabuk değiştiriyor. Estetik cerrahiye büyük katkılar geliyor. İnsana, özellikle de insan yüzüne yaklaşım artık sadece cerrahi ile sınırlı değil. Cerrahi işlemlerin yanısıra, cerrahi olmayan estetik yaklaşımlardan da sonuna kadar yararlanmak gerekiyor.

Bugün için önemli olan, herhangi bir estetik ameliyatı yapmaktan daha çok, ameliyat öncesi ve sonrası bireyin değerlendirilerek, ameliyatı destekleyecek ameliyatsız yöntemlerden de kişinin ne kadar yarar sağlayacağının belirlenmesi ve ona göre ayrıntılı bir planın yapılmasıdır. Özellikle yüz bölgesine yönelik estetik yaklaşımlarda, ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerin; kombinasyonu, oryantasyonu ve zamanlaması ameliyatı yapmaktan daha önemli hale gelmiştir. Bu değerlendirmeyi yapabilmek için, her kişiye özel yaklaşım ve o kişiye özel bir planın yapılması gerekmektedir. Bazen ufak bir rötuş bile, o kişiyi çok mutlu edebilir. Yüz yaşlanmasında kişinin yaşı önemlidir, ancak tek ve en önemli faktör olarak değerlendirilmemelidir. Orta yaşın üzerinde olup diri bir yüze sahip bireyler olduğu gibi, meşakkatli bir hayatın içinden gelmiş, yüz kıvrımları derinleşmiş genç bireylere de rastlamak mümkündür. Bu durumda, yüze estetik bakımdan yaklaşımda bulunurken, kişiye özel değerlendirme yapmak, özellikle yaş konusunda önyargılı olmamak gerekir. Değerlendirme yapılırken, estetik ameliyatların ve ameliyatsız estetik yaklaşımların beraber uygulanabileceği düşünülerek, en uygun kombinasyonların planlanması gerekir.

İdeal bir yaklaşım için, öncelikle, başvuran kişiyle sağlıklı bir iletişim kurulmalı ve rahatsızlık duyduğu sorunun tam olarak belirlenmesi sağlanmalıdır. Sonra işlem öncesi saptanan patolojik durum, fotoğraf ve/veya video şeklinde dökümante edilmelidir. Daha sonra da sorunun çözümüne yönelik ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemler başvuran kişiyle beraber değerlendirilmeli ve nihai plan yapılmalıdır.

Artık günümüzde kimse ameliyatsız estetik cerrahi yaklaşımların işe yaramayacağını iddia etmiyor. Tam tersine hergün biraz daha gelişen bu imkandan yararlanmanın yollarını arıyor. Bu gün için ideal olan, ameliyatlı ve ameliyatsız tüm estetik işlemlerin, başvuran kişinin sorunlarını tamamen gidermek adına birleştirilmesi ve bir plan dahilinde birbirini takip edecek şekilde uygulanmasıdır.